08 Ağustos 2022

Anayasa Mahkemesi tarafından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“Kanun”) yargılamanın iadesi talepli davalarda süreyi düzenleyen 377. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü süreye ilişkin hüküm, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (“AİHM”) kesinleşmiş ihlal kararları bakımından, Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle iptal edilmiştir.

Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı başvurulabilen bir kurum olmakla birlikte, iade sebepleri Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde sayılmak suretiyle hüküm altına alınmıştır. İşbu hükmün 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca, kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi de yargılamanın iadesi sebepleri arasında düzenlenmiştir.

Kanun’un yargılamanın iadesinde süreyi düzenleyen 377. maddesinde, talep hakkının herhalde iadeye konu hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçmekle düşeceği belirtilmiştir. İlgili maddenin (e) bendi uyarınca, AİHM’in kesinleşen ihlal kararı sebebiyle yargılamanın iadesine başvuru süresi, kesinleşmiş ihlal kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay ve iadeye konu hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıl süreyle sınırlandırılmış bulunmaktaydı. Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde işbu hükmün iptaline karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, AİHM tarafından Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine karar verilmesi halinde ihlalin ve sonuçlarının kaldırılmasının esas olduğunu, bu itibarla AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının hukukumuzda yargılamanın iadesi sebebi teşkil ettiğini vurgulamıştır. Bundan hareketle, itiraz konusu kuralla öngörülen sürenin, yargılamanın iadesini işlevsiz kılıp kılmadığı hususu Anayasa’nın 40. maddesi kapsamında incelenmiştir.

Yapılan değerlendirme sonucunda Anayasa Mahkemesi;

  • her iki tarafın birey olduğu uyuşmazlıklarda kesin hükme saygı ilkesi gereğince yargılamanın iadesinin azami süre şartına bağlanmasına ihtiyaç duyulabilmesine karşın, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine ilişkin iddiaların ileri sürülebileceği bir başvuru yolunun mevzuatta öngörülmesinin yanında uygulamada da etkili olması gerektiği,
  • itiraz konusu kuralda ise on yıllık azami sürenin iade talebine konu hükmün kesinleşmesi tarihinden itibaren başlayacağının öngörülmesi, AİHM’den önce Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunma şartı ve AİHM’nin iş yükü gibi ilgililerin kendilerinden kaynaklanmayan sebeplerle sürenin aşılması durumunda mevzuatta yer alan başvuru yolunun işlevsiz hale gelmesine yol açabileceği,
  • bu itibarla, kuralın Anayasa’nın 40. maddesine aykırı olduğu

gerekçeleriyle iptaline karar vermiştir.

Karar, 1 Temmuz 2022 tarihli ve 31883 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Akabinde, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na itiraz konusu kuralın AİHM’nin kesinleşen ihlal kararları bakımından uygulanmayacağı not düşülmüştür. Bundan böyle, yargılamanın iadesi süjesinin ihlal kararı olması halinde esas alınacak tek süre, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren başlayan üç aylık talep süresi olacaktır.

Kararın tam metnine ”https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/07/20220701-12.pdf“ adresinden ulaşabilirsiniz.

CLIENT ALERT


For further information, please contact:


YAYLA ALTUFAN KONUKÇU
Attorneys at Law
+ 90 (212) 236 36 44
[email protected]
www.yaklaw.com

Levent Mah. Sülün Sok. N.23
34330, Beşiktaş/Istanbul

Bu yayın, hukuki gelişmelere ilişkin genel ve limitli bilgi içermektedir. Bu yayın, hukuki görüş ve yönlendirme içermemektedir ve bu şekilde yorumlanmamalı ve kullanılmamalıdır.